İzmir’in altından unutulan su yolu: Boyacı Deresi
DOKUZ Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Halil İbrahim Alpaslan, İzmir’in ilk dönem harita ve planlarını incelerken Alsancak’tan derenin geçtiğini keşfettiğini söyledi. Alpaslan, yaptığı araştırmalarda çevresinde bulunan boya fabrikalarından dolayı derinin adının Boyacı Deresi olduğunu belirlediğini belirterek, “İzlerini ilk kez 17’nci yüzyılda gördüğümüz Boyacı Deresi, daha sonra ilk kez yer altına alındı. 19.yy’da kentin gelişmesiyle birlikte ortadan kaybolmuştur. Günümüzde fiziki olarak yeniden ortaya çıkması mümkün değildir. Ancak çeşitli uygulamalarla kentte yaşayanların belleğine yerleştirilebilir.”
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Mimarlık Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Halil İbrahim Alpaslan, İzmir’in ilk dönem harita ve planlarını incelediğinde, Alsancak’ın ortasından bir dere geçtiğini fark etti. Bugün İzmir’in önemli bir yerleşim yeri olan Alsancak’ta eski çağlarda geçen bir dere dikkatini çekmiş. Halil İbrahim Alpaslan yaptığı araştırmada, söze konu olan derenin eski harita ve planlarda Boyacı Deresi olarak gösterildiğini öğrendi. Boyacı Deresi’nin tarihini araştıran Dr. Alpaslan, bulduğu tüm verileri bir araya getirdi. Boyacı Deresi’nin şehrin altında unutulmuş bir su yolu olduğunu belirten Dr. Alpaslan, “Mimarlık tarihçisi olduğum için mesleğim gereği İzmir’in ilk dönemlerindeki harita ve planlarına aşinayım. Bu süreçte Alsancak’ın bugün İzmir’in yoğun yerleşim bölgesinde bir dere olması ilgimi çekti, “Adını boyadan alan Boyacı Deresi’nin izlerine rastlamak mümkün. 17. yüzyıldan itibaren İzmir’in gezginlerin gezi rotalarına dahil olduğu fabrikalar. Bugünkü Alsancak’ı düşündüğümüzde doğal bir akarsu olabileceğini düşünmüyoruz. Alsancak’ın ortasından akan bir dereyi bugün bile tasavvur etmek çok güç.”
Boyacı Deresi ile ilgili ilk buluntuların 17. yüzyılda İzmir’e gelen Avrupalı seyyahların haritalarında bulunduğunu kaydeden Halil İbrahim Alpaslan, “İzmir, 17. yüzyıldan itibaren Akdeniz’in en değerli limanlarından biri haline dönüşüyor. Yaptığı haritalar ve aktarmaları var.17.yy’dan beri Boyacı Deresi’ne atıfta bulunan belgeleri sıklıkla görebiliriz.Boyacı Deresi bugün Kemer dediğimiz bölgeden denize doğru uzanan 500 metrelik bir alandan akar. 17.yy.o dönemin çizimleri Günümüz standartlarına yakın değil eskiz şeklinde olduğu için kesin bilgi alamıyoruz ama 18. ve 19.yy. Tam olarak nereden aktığını ve bugün nereye tekabül ettiğini daha iyi anlayabiliriz.Boyacı Deresi, Meles Nehri’nin kollarından biri.Kemer resi dediğimiz Kervan Köprüsü bölgesinden ayrılıyor. bugün Meles Çayı’ndan. Daha sonra doğruca Gates bölgesinden Basmane İstasyonu’na geçilir. Basmane Tren İstasyonu’ndan kuzeye dönerek Kültürpark’a giriyor. Daha sonra Vasıf Çınar Bulvarı aksına geldi ve buradan denize döküldü” dedi. İnşaat bugün Punta bölgesine yani modern liman bölgesine kadar yayılmaya başlar.Bu nedenle burada yapılaşma ihtiyacı vardır.Bu süreçte Boyacı Deresi yer altına alınır, son birkaç yüz metresi sular altında kalmaya başlar. yer altına akmaktadır.Tamamen ortadan kalkması 19.yy’a denk gelmektedir.İzmir büyük yangını yaşadıktan sonra özellikle Alsancak bölgesi yeniden imar edilmektedir.Yine inşaat yapılırken eski izlere saygı gösterilmemekte ve inşaatlar Yeni planlama yapılırken eski dokuların izleri gerek Boyacı Deresi’nin aktığı güzergâh gerekse yapı adaları ve sokakların izleri günümüze taşınamamaktadır.Bu süreçte Boyacı Deresi dis tamamen görünür. Bugün ne yazık ki hiçbir iz yok.” dedi. ‘NEHRİN GÜZERGAHI FARKLI BİR TONA BOYAYABİLİR’ Boyacı Deresi’nin kentin hafızası açısından değerli olduğunu vurgulayan Dr. çeşitli uygulamalarla şehirde yaşayanların hafızası. Halil İbrahim Alpaslan, Boyacı Deresi güzergahının belli bir tonda boyanarak veya çeşitli tabelalar konularak vatandaşlara tanıtılabileceğini belirtti.
“Kentler tarihiyle yaşayan organizmalardır. Şehirler hafızasız yerler değildir. Bir şehrin hafızası, tarihi ve zenginliği günümüze ne kadar aktarılabilirse o kadar zengin bir yaşam sunar. Bu tür verilerin aktarılması çok önemlidir. Boyacı Deresi’ni yeniden ortaya çıkarmak mümkün değil.Ama bugün çok önemli teknolojik imkanlar var.Sanal görselleştirmeler veya cep telefonu uygulamaları gibi birçok olasılık var.Boyacı Deresi gibi birçok kentsel hatıra ve daha birçok tarihi hatıra bugüne yansımamış bugüne taşınabilir.Bunun için uygulamalar yapılabilir.Sanal imkanlar kullanılarak görselleştirmeler kullanılabilir.Şehir merkezinde gezerken bu tür uygulamalarla 100 yıl önce burada yaşananları deneyimleyebiliriz. Bu da şehir yaşantımızı zenginleştirmektedir.Nasıl ki şehri gezerken karşılaşacağımız bazı bilgiler bu konuda faydalı olacaktır.Bunlar çeşitli tabelalar veya tablolar olabilir. ve yüzeylerdeki işaretler. Örneğin Mel Boyacı Çayı’nın Es Çayı’ndan denize döküldüğü güzergah, kesinlikle tek tonda boyanabilir. İnsan önce merak ediyor, sonra bu bilgi levhalarına ulaşınca tarihine dair değerli bilgilerle karşılaşıyor ve kent hayatını zenginleştiriyor.”